Location:Istanbul
43 Books
See allBinlerce yıllık dünya tarihini bilimsel veriler ışığında sürükleyici bir roman gibi okuyabileceğimi düşünemezdim. İnsanlığın değişimini anlatan, ülkelerin oluşumuna ve tarihine uzaktan bakan, çok şey öğreten, sık sık ‘Peki sonra ne olmuş?' dedirten, elimden düşmeyen, bitince ikincisini (Homo Deus) ve üçüncüsünü (21. Yüzyıl için 21 Ders) isteten, oldukça severek okuduğum bir kitaptı.
Satranç'tan sonra Korku'yu tavsiye üzerine okudum. Bir o kadar güzel, duygu betimlemeleri derindi. Korkuyu ve şaşkınlığı iliklerime kadar hissettim.
Çok akıcı bir hikayeydi. Tek aklıma takılan 3-4 ay gibi bir süre krizler, travmalar, kitaptan satranç üstadı olmalar için yeterli değilmiş gibi geldi. Ayrıca sonu da son oyun gibi yarıda kaldı.
Ahhh ahhh. Oldukça hüzünlendim son sayfaları okuduktan sonra. Acıyı biraz dindirsin diye açıp önsözü okudum. Okumalarımı yeni düzene koymuş biri olarak Sabahattin Ali ile ilk tanışmamdı. Kaliteli ve özenli kelime seçimleri, etkileyici ve derin kurgusu ile yer yer yürürken bile okumak durumunda kaldığım akıcılığa sahip güzel bir romandı. Yer yer tasvirler derinleşip detaylansa da sıkıldığımı hatırlamıyorum.
Çok susadığında en temel ve sıradan görünen ihtiyacın yavaş yavaş en hayati ihtiyaca dönüşeverir ya. İşte gerçekten insanları dinlemenin hayati önemini hatırlattı bana. Berrak, yalın, su gibi yani. Çok tatlı, akıcı bir kitaptı.